Fatihin benim yaşımda bir şehri vardı, ya benim?
- kurumhaticekubra39
- 22 Tem 2024
- 3 dakikada okunur
Son dönemlerde dillere pelesenk olmuş “yetersizlik hissi” değil benimkisi. Başka bir şey. Yıldız Kenter’in bir yazısına denk geldim geçen gün. dinlediğimden beri aklımdan çıkmıyor desem abartmış olmam. Diyor ki; “preslenmiş insanlar”. Hislerim sanki bu iki kelimeyi duymayı bekliyormuş. PRESLENMİŞ İNSANLAR. Herkes farklı bir yerde ben farklı bir yerdeyim sanki. Anlatabiliyor muyum?
Siyaseti seviyorum, her şeye rağmen. çünkü ben Erbakan hocanın siyasetine talibim. Dediği gibi “ben siyasetle ilgilenmiyorum demek kuran-ı kerimin yarısıyla ilgilenmiyorum demektir. Çünkü kuranı kerimin yarısında Allah cihatı emreder. Siyasette bugünün cihatıdır”. Ne kadar iyi yaptığım elbet tartışılır ama gayretim var ve niyetimi sürekli tazeliyorum. İnanıyorum ki gayret benden takdir Allahtandır. Herkese ve her şeye rağmen siyaset toplumun mihenk taşı. Öylesine bir şey asla değil. Hele ki medyatik bir şey hiç değil. Göründüğü, gösterildiği gibi bir şey değil. Ben iyi şeyler yapmak için, iyi şeyler olsun diye çabalıyorum ama ben erişemiyorum sanki. Gözle görülür bir şeylerin olması için biliyorum çok zaman gerekir ama ya bu zaman içinde ben benliğimi kaybederde onlar gibi olursam, olmamam gereken kişi olursam , ya o preslenmiş insanlardan biriside ben olursam. Kafamda deli sorular? Biliyorum zamanla şekillenecek bu düşüncelerim. Allah ömür verir de yaşarsam bir kaç zaman sonra hislerim çok daha farklılaşacaktır. Ve bu da kelimelere yansır.
Gelelim medyaya. Medya, fotoğraflar, kameralar, sosyal medya ağları evet biliyorum çok yapay. Ve çok aciz. Ama çok da güzel. Bana kendimi iyi hissettiriyor. Dijital günlük terimi var varya benim için tam da öyle. Takipçim artsın, ünlü olayım kaygısı gütmüyorum. Yaptığım videolara # koymamak bana “hah tamam” gibi hissettiyor. Bu tırnak içinde ki iki kelimenin bir açılımı yok. Bir bakış açısı var herkeste olmayan. Konuşan fotoğraflar var. Hissettiren videolar var. Hepsinin yeri bambaşka. Ve yine siyasetin içinde hissettiklerim burada da beni buluyor. İşte tam bu noktada beni düşündürten şey “İNSAN”.
Bulunduğum ortamlarda, yaptığım işlerde düşünüyorum, doğru muyum? Gözümle gördüğüm, şahit olduğum şeyleri sineye çekip susmalı ve sadece, işimi mi yapmalıyım?
Peki ya Yaradan?
Ben inanan bir insanım ve gönlüm buna rıza göstermek istemiyor.
İşte burada diyorum ki önce insan ihya olmalı.
Yani “PİS” denilen siyaset mecrası aslında insandan ötürü böyle. Çok basit bir cümle ama çoğu insan görüyorum ki bunu idrak etmiyor. siyaset fazlasıyla göz önünde olduğu, ekranlar da olduğu, dolaylı veyahut direkt olarak her insana dokunduğu için “İNSAN’nın” yaptığı bu haller, insanın yaptığı haller değil de bir kelimenin manasını kirletiyor. Günümüzde çoğu güzel kelimenin manasının bu şekilde kaybolduğu gibi. toplumun en küçük yapı taşı köy. Gördüm ki oralar da biler insanlar ne hesaplar yapıyorlar ve sonra kalkıp siyaset pis diyorlar.
Bilmem anlatabildim mi?
TEZATLIK
İDRAKSİZLİK
Yoksa bu iki kelimenin muhatabı ben miyim?
Burada da geliyoruz nefs terbiyesine.
Vakıf, dernek, parti vs. hepsi aslında aynı.
Çünkü değişen şey marka, içindekiler değil.
İnsan hep aynı kendini bilmedikten sonra.
Bulunduğu yerin, isminin, zamanın bir önemi yok.
Böyle söyleyince aklıma yüzlerce yıl önce Orhun kitabelerinde bile yaşlı kişilerin, gençlerin halinin ne olacağından şikayetlendikleri geliyor.
İşte ya insan
Hep aynı
Hep aynı
Hep aynı
Yaradan bana kuvvet versin ki ben AYNI olmayayım, preslenmiş insan yığınlarından olmayayım.
Farklılıklarımızı benliklerimizi koruyarak, BEN, ÖTEKİ VE ÖTESİ olabilelim.
Ancak burada da, her şeyde olduğu gibi çok ince bir çizgi var farklılıklar HAK yoldan ayrılmadığında kıymetli ve değerlidir.
Hak yoldan ayrılmayanlardan olma ve Rabbin bize vermeyi lütuf eylediği ömür boyunca çabalayanlardan olmak duası ile
Fatihin benim yaşımda bir şehri var peki ya benim demiştim ya,
Benim 21 yaşıma kadar haksızlığa boyun eğmeyen ve bu düsturu kendin e şiar edinmiş bir yüreğim var (belki de bir niyaz)
Ruhumun Fahrettin Paşa’nın ruhu gibi olması için yüreğimi perçinliyorum
Ben Müslümanım yetersiz hissetmek, düşkün olmak, ümitsiz olmak bana yakışmaz
Müslüman “Half ve rica arasında olmalıdır” yani umut ve korku
O yüzden yine yeniden geçirdiğim zamana eyvAllah, geçireceğim zamana bismilAllah
Selametle
Ve
Vesselam…
Comments